Bugünlerde Rehberlik Servisi'ne gelen öğrencilerden en çok duyduğumuz sözler bunlardır. Senenin başından beri var olan bu düşünceler sanırım son zamanlarda daha da yoğunlaştı.

 

Size böyle hissettiren nedir? Aslında birçok sebep sayılabilir ama bunların en önemlisi üniversite sınavına çok az zaman kalması diyebiliriz. Sahip olunan heyecan duygusuyla, panik olma ve kaygılı olma duygusunu birbirinden ayırmak gerekir. Sınava girecek olmaktan dolayı heyecan yaşanabilir. Ancak bu heyecan, konuları yetiştiremeyeceğim, bu iş olmayacak, ben kazanamayacağım gibi duygu ve düşünceleri doğurmaz. Bu tür duygu ve düşünceleri doğuran ise kaygıdır. Bu ikisini birbirinden ayırma gereksinimi yaşanan bu duygu durumlarında alınacak önlemlerin farklılık göstermesindendir.  
 

Heyecan, içinde bulunduğunuz sınava hazırlık sürecince taşıdığınız ve son derece doğal duygulardır. Bu durumu olağan görmek heyecanınızla baş etmekte atılacak ilk adımdır. Yaşamınızın akışına büyük ölçüde yön verecek bir sınava hazırlanıyor olmanız, sizin, ailenizin ve çevrenizin beklentileri, oluşacak değişikliklerin yarattığı merak duygusu sonucunda heyecanlanabilirsiniz. Oldukça doğal bir tepkidir ve olumsuz bir durum yarattığını söyleyemeyiz.

 

Kaygı duyuyor olmanız ise çok daha farklı bir durumdur. Sizde kaygı oluşmasına sebep olan durum, sınavın çok yaklaşmış olmasına rağmen konu eksiğinizin bulunması ve yetiştiremeyeceğiniz, çalışmalarınızın karşılığını alamayacağınızı düşünmeniz, ders çalışmak için yeterli motivasyonunuzun olmadığı inancı ve dahası kazanamayacağınız fikrine sahip olmanız olabilir.  Kaygı yaşanan yoğunluğa bağlı olarak farklı sonuçlar doğurabilir. Az ölçüde yaşanan kaygı başarıda ne kadar motive edici güce sahipse, yoğun yaşanan kaygı ise o kadar sizi güçsüzleştirir.

 

Eğer yaşadığınız kaygı duygusu yüzünden okuduğunuzu anlamakta zorlanıp karıştırıyorsanız, sınava az kaldı panikle her konuya, her derse bir anda saldırıp, çabucak bitirmek istiyorsanız artık kaygınıza ''dur'' demenin zamanı da gelmiştir. “Keşke” veya “ya şöyle olursa” ları düşünüp üzülmek yerine ''şimdi ne yapabilirim'' diye düşünün ve eyleme geçin.

Kalan süreyi en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceğinizi düşünüp ve bir yöntem belirleyin. Bu süreçte etrafınızda bulunan uzmanlardan destek almayı ihmal etmeyin.

 

Yol haritanızı belirlerken;

 

·      Öncelikle hangi dersten hangi konularda eksiğiniz var, bunu tespit edin.

 

·      Eksik konuları önceliklerine göre sıralayın.

 

·    Zamanı en iyi denetlemenin yolu bir plan hazırlamaktır. Bunu için kendinize uygun ve ihtiyacınıza cevap verecek bir plan hazırlayın.

 

·      Eksik konularıma çalışıyorum derken, o zaman diliminde aldığınız dersleri ve konuları ihmal etmeyin. Bu ikisini dengelemeniz için de bir plan hazırlayın.

 

·      Geçmiş yılların sınav sorularını mutlaka çözün.

 

·      Kafanızı meşgul eden sorunlarınızı size objektif bakabilen ve yardımcı olacağına inandığınız kişilerle paylaşın. Böylece psikolojik yükünüzü azaltırsınız.

 

·      Kendinizi sürekli başkalarıyla kıyaslamayın. Etrafınızdakilerin ne yaptığına bakarak, stresinizi daha da arttırırsınız. Bu yüzden öncelikle kendi ihtiyaçlarınız, hedefiniz ve başarınızla ilgilenin.

 

·    En son; sınav sonucu ne olursa olsun, önemli olan ve sizi değerli kılan çaba harcamış olmanız olduğunu unutmayın!

 

Dr. Abdulrezzak ÇİL

R&M Danışmanlık Kurucu ve Yöneticisi

Psikolojik Danışman ve Rehberlik Uzmanı

Yönetim Danışmanı ve Yönetici Koçu